Bir önceki değerlendirmemizde, sorunlu krediler oranının Bireysel Kredilerde artmaya başladığını, bu artışın büyük ölçüde kredi kartlarından kaynaklandığını, diğer segment ve kredi türlerine yansımasının muhtemel olabileceği öngörmüştük.
Bu yazımızda ise, son durumu ve yeni gelişmeleri değerlendirerek, banka ve finansal kurumların yapması gerekenleri ve önümüzdeki dönem için beklentilerimizi paylaşacağız.
İlk izlenim olarak, tüm segment ve ürünlerde beklenen artışın açıkça gözlemlendiğini ifade edebiliriz. Rakamlara biraz daha ayrıntılı baktığımızda ise (Tablo 1),
görüyoruz.
TGA Oranı (%) |
2023-12 |
2024-06 |
2024-11 |
Kredi Kartı |
1.3 |
2.0 |
2.8 |
İhtiyaç Kredisi |
2.9 |
3.0 |
3.6 |
Kredi Mevduat Hesabı |
2.0 |
2.0 |
2.6 |
Bireysel Krediler |
1.7 |
2.1 |
2.7 |
KOBİ |
1.8 |
1.6 |
1.9 |
Ticari-Kurumsal |
1.5 |
1.3 |
1.5 |
Bankacılık Toplam |
1.6 |
1.5 |
1.8 |
Özellikle kredi kartlarındaki bozulmanın, kısa süre içerisinde diğer kredili ürünlere yansımasının hem kredi riski literatüründe hem de veri destekli çalışmalarda sıklıkla gözlendiği tespitini geçen yazımızda ifade etmiştik. Bu nedenle, ortaya çıkan durum şaşırtıcı olmamakla birlikte, bu yükselişin sorunlu kredi oranlarını nereye taşıyacağını öngörmek ve proaktif bir şekilde tedbir almak, banka ve finansal kurumlar açısından büyük önem arz etmektedir.
Yine son analizimizde, yükselen faizlerin ve oto/konut kredisi kullandırımındaki kısıtlamaların tüketicileri yaygın şekilde kredi kartına yöneltmiş olduğu tespitinde bulunmuştuk. 2024’ün 2. Yarısı itibarıyla bu trendin devam ettiğini, kredi kartlarının bireysel krediler içerisinde ağırlıklı ürün konumunu koruduğunu görüyoruz (Grafik 1). Kredili mevduat hesaplarının (KMH) hacimlerinin de kredi kartlarına paralel bir şekilde yükselmesi de bu dönemde öne çıkan tespitler arasında yer almaktadır (2024 Kasım itibariyle Bireysel kredi hacminin ~%11’i). Kredi kartları ve KMH gibi geleneksel olarak daha yüksek riskli değerlendirilen ürünlerin toplam içindeki payının artması (toplam bireysel kredilerin %59’u) başta belirttiğimiz, TGA oranlarının artma riskinin devam ettiğine dair diğer bir işaret olarak değerlendirebiliriz. Her ne kadar, Bireysel kredi kartı ve ihtiyaç kredisi borcunu ödeyemeyenlere, 60 aya kadar borç yapılandırma imkanı tanınsa da bu tedbirin TGA artışı üzerindeki olumlu etkisini önümüzdeki dönemde göreceğiz.
Diğer yandan, bireysel bankacılık kredi ürünlerindeki kadar belirgin olmasa da diğer segmentlerde de (kobi, ticari, kurumsal krediler) TGA oranlarında yükseliş trendi daha somut bir şekilde gözlemlenmeye başlamıştır. Genel olarak sorunlu krediler oranlarında, önümüzdeki dönemde bozulma trendinin devam edeceğini, Bankacılık Toplam TGA oranının 2025 sonunda bu oranın %3.2 ile %4.1 arasında bir yere gelebileceğini ve 2021-2022 yıllarına benzer bir seviyede olacağını değerlendiriyoruz (Grafik 2).
Bankacılık sektörünün kredi kompozisyonuna baktığımızda; KOBİ kredilerinin ve Bireysel kredilerin artış, Ticari-Kurumsal kredilerin ise düşüş trendinde olduğunu görmeye devam ediyoruz. Bu durumun ana sebebi olarak, bireylerin genel tüketim ve kobilerin ise net çalışma sermayesi ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak kredi kullanarak karşılamayı sürdürdüklerini değerlendirebiliriz. Büyük KOBİ’lerin, Ticari ve Kurumsal firmaların ise, yüksek faiz maliyetinin yarattığı olumsuzluklardan korunmak için yatırımlarını ve finansman ihtiyaçlarını ötelemeye devam ettikleri tespitimizi koruyoruz.
Her ne kadar enflasyonda düşüş trendi başlasa da, yüksek faiz ortamının yarattığı olumsuzlukların banka varlıkları üzerindeki etkisinin bir süre daha devam etmesini, bunun sonucunda tahsili gecikmiş alacak girişleri ve oranlarının 2021 - 2022 değerlerine yakınsamasını bekliyoruz. Bu sebeple, banka ve finansal kurumlar açısından, önümüzdeki dönemde, güçlü erken uyarı sistemleriyle desteklenen, seçici kredi politikalarının mevcut duruma göre ayarlanması, gecikmeye düşen müşterileri iyileştirmek için gelişmiş tahsilat sistemlerinin varlığı büyük öneme sahip olmaya devam edecek.