Sürdürülebilir Gıda Devrimi

Dünyanın gıda tedarik güvenliğini geleceğe hazırlamak

Günümüzde, gıdayı üretim şeklimiz gelecekteki gıda güvenliğimizin sürdürülebilirliğini baltalıyor. Dünyanın karşı karşıya olduğu ciddi zorlukların çoğu, iklim değişikliği, su kıtlığı, orman tahribatı, zorla çalıştırma ve yolsuzluk dahil gıda üretiminden etkileniyor. Bu nedenle dünyanın, küresel refah ve sağlık için gıda güvenliği ve fiyatların uygunluğu gibi kritik konuları ele alması gerekiyor.

Sürdürülebilirliğe yönelik endişelerin giderek daha fazla anlaşılması ve kabul edilmesi iyi haber; tüketiciler değişim istiyor, yasal düzenleyiciler yeni şartlar oluşturmaya başlıyor, gıda üreticileri ve ortakları ise sürdürülebilir yeni tarım uygulamalarını incelemeye başlıyor. Ancak, büyük ölçekli tarım ekonomisindeki önceliklerin farklı olmaya devam etmesi kötü haber.

Öte yandan, daha bitkisel alternatifler ve daha akıllı tedarik zincirleri sunan yükselen üretim teknolojileri sayesinde değişim mümkün. İletişim, akıllı veri kullanımı ve müşterilerle bilinçli etkileşim de büyük önem taşıyor. Bunun için zihniyetin değişmesi gerekiyor ve yalnızca amacı olan şirketler bunun altından kalkabilecek.

Bu raporda, gıda sürdürülebilirliğini iyileştirme seçeneklerini, ileri teknolojilerden faydalanarak tedarik zincirinin tamamında gıda israfını en aza indirmenin yollarını ve güncel tarım ve gıda üretimi tekniklerinin uygulamalarını inceliyoruz.

Rapora ulaşmak için tıklayınız

Tüketici seviyesinde gıda ikameleri

Tarımsal kaynakların aşırı kullanım nedenleri çok fazla, bunların başında ise küresel seviyede daha fazla et tüketimine yönelik uzun vadeli değişimler yer alıyor. Üretilen et miktarı geçtiğimiz 50 yılda üçe katlandı; kişi başına düşen et tüketimi ise 23 kilogramdan 43 kilograma yükselerek 1961 yılından bu yana neredeyse iki katına çıktı. Nasıl ve kim tarafından tüketilirse tüketilsin, et nispeten verimsiz bir gıda üretimi şekli. Bitkisel tarıma kıyasla aynı miktarda kalori üretebilmek için 100 kat fazla arazi kaynağı gerekiyor.

Dünya en az verimli gıda türlerine yoğun şekilde yatırım yapmaya devam ederse hiçbir şekilde sürdürülebilir olmayan bir modele yoğunlaşma riskimiz mevcut. Gelişmiş ekonomilerde son zamanlarda, ete dayalı beslenme şekillerinden daha çeşitli bitkisel beslenme şekillerine doğru yavaş fakat potansiyel etkisi büyük olabilecek bir değişim gerçekleşmekte. Çevresel ayak izi fazla olan et yerine daha düşük zararlı etkiye sahip alternatifleri tüketmek gibi basit gıda ikameleri çevresel sonuçları kayda değer derecede değiştirebilir.

Örneğin, eti tavuk ile ikame etmek bile, et üretiminin yarattıgı CO2 emisyonlarını yarı yarıya ve su tüketimini yaklaşık %30 oraninda dusurur.

Ürünün kilogram başına ortalama sera gazı emisyonunun CO2 cinsinden eşdeğeri

Tedarik zincirlerinde israftan kaçınma

BM’ye göre, günümüzde üretilen tüm gıda ürünlerinin yaklaşık üçte biri (1,3 milyar ton) hasat, dağıtım ve ticaret sırasındaki gecikmelerden ve yetersizliklerden dolayı israf oluyor. Bunun sebebi ise yetersiz tedarik zinciri yatırımları, veriye dayalı hassas tarım ve tedarik zinciri takibi gibi dijital teknolojilerin yavaş uygulanması. Sadece bu kayıpları ortadan kaldırmak bile, iki milyardan fazla insanı beslemek için yeterli olacak. Bu sayı, 2050’ye kadar küresel nüfusta beklenen artıştan daha fazla.

Üretim aşamasına göre küresel olarak önlenebilir kayıpların tahmini aralığı

Gıda üretimi için daha temiz yöntemler

Yeni teknolojiler ve değişen tüketici yaklaşımları yalnızca gıda taşımacılığını olumlu bir şekilde etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda dünyanın muhtemelen en önemli sektörü olan gıda üretimi sektörünü yeniden şekillendiriyor. Bazı değişiklerin meyvelerini vermesi yıllar hatta on yıllarca sürecek olsa da, gelecekte yiyecekler farklı görünecek.

Karbon ayak izi küçük olan çok katlı tesislerdeki büyük ölçekli ‘dikey tarımdan’ ek fırsatlar doğuyor.  Bu durum özellikle zorlu iklim şartları olan şehirler ve bölgeler için avantaj sağlıyor. 

Yeni modellerin ve yeni pazarların yükselişi

2050’ye kadar sürdürülebilir şekilde yaklaşık 10 milyarlık insan nüfusunu beslemek, insanlığın karşı karşıya olduğu en önemli zorluklardan biri. Yüksek proteinli, yoğun kaynak tüketen et bazlı beslenmeye beslenmeye uzun vadede geçiş, tarımın odak noktasını çiftlik hayvancılığı, otlak ve hayvan yemi üretimine kaydırdı. Bu da küresel tarım ekonomisinin dengesini bozarak tarımın karbon emisyonu profilini artırdı.

Gıda sektörü temelde sürdürülebilir olmayan bu yolda devam edemez. Üretim, nakliye ve tüketimi kapsayan karmaşık bir ortamın yanında çevresel ve sosyal adalete ilişkin değişen beklentileri de optimize etmesi gerekiyor. Paydaşların bu değişimde üstlerine düşen görevi ve etkiyi nasıl en üst düzeye çıkaracağını düşünmesi gerekiyor.

Gıda sektöründeki oyuncuların çabuk uyum sağlaması; yeni üretim modellerinin ve elverişli yeni pazarların olduğu, gıda üretiminin ve tedarikinin çok hızlı geliştiği bir dünyaya hazırlanmalarına yardımcı oluyor.

Bizi takip edin

Bize ulaşın

Ozan Cığızoğlu

Ozan Cığızoğlu

Ülke Lideri, Strategy& Türkiye